Hz. Muhammed (Sav) efendimizin insanlara son mesajıdır. 8 mart 632 senesinde, cuma günü zevalden sonra kasva adlı devesi üzerinde 140.000 Müslümana irad edilmiş bir hutbe'dir.
VEDA HUTBE'SİNİN ÖNEMİ NEDİR?
Bütün Müslümanlar kardeştir.
Hiçkimsenin bir başka kişiye zarar verme hakkı yoktur.
Herkesin can, mal ve namusu korunmalıdır.
Bütün borçlar iade edilmelidir.
Kan davasını ve adaleti şahsen yerine getirmek yasaktır.
Kadınlar erkeklerin hayat arkadaşlarıdır bu sebeple onlara iyi muamele edilmesi emredilmiştir.
Kadınlarında erkekler gibi mal ve mülke şahsi tasarruf hakları olduğu öngörülmüştür.
İnsanların hiçbir ayrım gözetilmeksizin eşit oldukları belirtilmiştir.
Aile ve toplum hayatına zarar veren davranışlar yasaklanmıştır.
Kur'an'ı Kerim'in insanlara emanet olarak bırakıldığı ve ona sımsıkı sarılınması gerektiği belirtilmiştir.
Bir yıl on iki ay olarak tespit edilmiştir.
Mekke ve çevresinin kutsal yerler olduğu saptanmıştır.
Emanetlerin sahiplerine iadesi vurgulanmıştır.
HZ. MUHAMMED'İN VEDA HUTBESİ
Ey İnsanlar ! Sözümü iyi dinleyiniz! Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedi olarak bir daha birlesemeyecegim.
Ashabım! Bugünleriniz nasil mukaddes bir gün ise bu aylariniz nasil mukaddes bir ay ise bu sehriniz (Mekke) nasil mübarek bir sehir ise canlariniz, mallariniz, namuslariniz da öyle mukaddestir; her türlü tecavüzden korunmustur.
Ey Ashabım ! Yarin Rabbinize kavusacaksiniz ve bugünkü her hal ve hareketinizden muhakkak sorulacaksiniz. Sakin benden sonra eski sapikliklara dönüp de birbirinizin boynunu vurmayiniz! bu vasiyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsin! Olabilir ki bildirilen kimse, burada bulunupta isitenden daha iyi anlayarak, muhafaza etmis olur.
Ashabım ! Cahiliyet devrinde güdülen kan davalari da tamamen kaldirilmistir. Kaldirdigim ilk kan davasi Abdulmuttalib'in torunu Rebia'nin kan davasidir.
Ey Ashabım! Bugün seytan sizin su topraklarinizda yeniden tesir ve hakimiyetini kurmak gücünü ebedi surette kaybetmistir. Fakat siz; bu kaldirdigim şeyler disinda, küçük gördügünüz islerde ona uyarsaniz, bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan da sakininiz!
Ey İnsanlar ! Kadinlarin haklarini gözetmenizi ve bu hususta Allah'tan korkmanizi tavsiye ederim. Siz kadinlari, Allah emaneti olarak aldiniz; onlarin namuslarini ve iffetlerini Allah adina söz vererek helal edindiniz. Sizin kadinlar üzerinde hakkiniz, onlarin da sizin üzerinizde haklari vardir. Sizin kadinlar üzerindeki hakkiniz, onlarin aile yuvasini, sizin hoslanmadiginiz hiçbir kimseye çignetmemeleridir. Eger razi olmadiginiz herhangi bir kimseyi aile yuvaniza alirlarsa, onlari hafifçe dövüp, sakindirabilirsiniz. Kadinlarin da sizin üzerinizdeki haklari mesru bir sekilde, her türlü yiyim ve giyimlerini temin etmenizdir.
Ey Mu'minler ! Size bir emanet birakiyorum ki, ona siki sarildikça yolunuzu hiç sasirmazsiniz. O emanet Allah kitabi Kur'an'dir.
Ey Mu'minler! Sözümü iyi dinleyiniz ve iyi belleyiniz. Müslüman müslümanin kardesidir; böylece bütün Müslümanlar kardestir. Din kardesinize ait olan herhangi bir hakka tecavüz baskasina helal degildir. Meger ki, gönül hoslugu ile kendisi vermis olsun.
Ey Ashabım ! Kendinize de zulmetmeyiniz. Kendinizin de üzerinizde hakki vardir.
Ey İnsanlar ! Cenab-i Hak her hak sahibine, hakkini (Kur'an'da) vermistir. Varise vasiyet etmege lüzum yoktur. Çocuk kimin döseginde dogmussa, ona aittir. Zina eden için mahrumiyet vardir. Babasindan baskasina ait soy iddia eden soysuz, yahut efendisinden baskasina intisaba kalkan nankör, Allah'in gazabina, meleklerin lanetine ve bütün Müslümanlarin ilencine ugrasin. Cenab-i Hak, bu gibi insanlarin ne tevbelerini ne de adalet ve sahadetlerini kabul eder.
Ey Ashabım ! Rabbiniz birdir. Babaniz da birdir; hepiniz Adem'in çocuklarisiniz, Adem ise topraktandir. Allah yanında en kiymetli olaniniz, ona en çok saygi göstereninizdir. Arabin Arab olmayana takva ölçüsünden baska bir üstünlügü yoktur.
Ey Ashabım! Yarin beni sizden soracaklar ne diyeceksiniz? \"Allah'in elçiligini ifa ettin, vazifeni yerine getirdin, bize vasiyet ve öğütte bulundun diye şahadet ederiz!\" (Bunun üzerine Resul-i Ekrem, mübarek şahadet parmağını göğe doğru kaldırarak, sonra da cemaat üzerine çevirip indirerek söyle buyurdu.)
Sahit ol ya Rab! Şahit ol ya Rab! Şahit ol ya Rab! "
}
]
}